Bir fotoğrafçı kendinden önce yapığı işe saygı duymalı. Kendi fotoğrafına kritik bir gözle bakabilmeli, eleştirilmeyi istemeli. Fotoğrafı onun çekmiş olması o fotoğrafın iyi bir iş olması için yeterli bir sebep değil. Herkes tarafından beğenilmeye çalışmamalı, herkesin beğendiği işi yapan kişi çok ortalama bir iş yapıyordur. Fotoğrafçı tutarlı olmalı, yaptığı işte kendi imzasını belli etmeli, ama kendini tekrar etmemeli, fotoğrafının niye iyi olduğunun adı konulamamalı, tek tek fotoğraf çok deşilmemeli. Fotoğrafçı eğer profesyonelse veya fotoğraflarını yayınlatmak istiyorsa asla ve asla bu işi bedava ya da ucuza yapmamalı. Dediğim gibi, yaptığı işe kendinden önce saygı duymalı. Adının bilinmesi kendisi için anlamlı olabilir, ama Türkiye’de fotoğrafçılığı batıranlar (ihtiyacı olmamasına rağmen ucuza dergilerin işlerini gören) arasında sayılmamalı. Amatörlükten gurur duymamalı, amatörlük sadece Türkiye’de pozitif olarak algılanıyor, sonuç ortada…
Sanırım okuduğunuzda ne demek istediğimi anlamışsınızdır... Hmm, ders çıkarılacak başka bir söz de Ansel Adams'dan, o da diyor ki...
The single most important component of a camera is the twelve inches behind it
Türkçesi ile
Bir fotoğraf makinesinin en önemli tek parçası, makinenin 30 cm gerisinde olandır...
Anlamak zor olmasa gerek...